İYİ Parti Genişletilmiş İstişare Toplantısı, Hasan Can Kültür Merkezi'nde, İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın ve Teşkilat Başkan Yardımcısı Halil Aydoğu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Teşkilat Başkanı Koray Aydın'ın konuşmasıyla başlayan toplantıda Aydın şunları söyledi:
“Bu gün 18 Mart ve bizler için çok önemli bir gün. Bu gün, Çanakkale Zaferi'nin 107'inci yıl dönümü. ‘Çanakkale Geçilmez' duygusunu kalplerimize işleyenlere ve tüm dünyaya bunu uygulamalı olarak gösteren, Mustafa Kemal Atatürk ve bu zaferi bize yaşatanlara selam olsun. Bu vesileyle bütün şehit ve gazilerimizi de minnet ve şükranla anmak istiyorum.
Dört yılı dolduran bir siyasi parti olduk ve bizler tesadüfen bir araya gelmedik. Bizler Cumhuriyet ile bizlere teslim edilmiş olan bu ülkenin haklarını ve hukukunu savunmayı ilke edinmiş olan insanlarız. Bizlerin bir araya gelmesini gerektiren şartları, geriye dönerek hatırlamamız gerekirse;
Ülke yönetimini ele almış olanlar Türkiye'ye öyle yıllar yaşattılar ki!''
TOPLUM TEK ADAM TARAFINDAN ESİR ALINDI
''2017 yılında, tek adam düzeninin adımının atılarak tek bir kişinin bütün gücü ve kuvveti eline almasıyla hemen hemen toplumun bütün kesimleri sindirilmiş, kimsenin derdini anlatamadığı ve konuşamadığı, kimsenin hak aramaya bile cesaret edemediği adeta dilsizleştirilen bir toplum yapısı ile karşı karşıya kaldık. Kısacası toplum tek adam düzenini inşa edilen kişi tarafından esir alındı.
Çaresizlik içinde kıvranan, korku dehlizinin içinde yok olan toplumumuzun her gün haklarının teker teker elinden alınmasına rağmen adım atamayanlara karşı bu ülkenin sevdalıları da yapması gereken bir vatan görevi olduğunu görmüştür. İYİ Parti işte bu duygu ve düşüncelerle ortaya çıkmıştır. Tekrar etmek gerekirse İYİ Parti, tesadüfen bir araya gelen insanların oluşturduğu bir parti değildir. Vatanını, ülkesini seven, elini taşın altına koyma kararlılığını gösteren ve ödenmesi gereken bir bedel varsa da onu ödemeye hazır olanların insanların kurduğu partinin adıdır İYİ Parti.
Dört yılı geride bıraktık ve Cumhuriyet tarihinde hiçbir partinin başına gelmeyenleri de birlikte yaşadık. Partimizin kuruluşunda yer alan arkadaşlarımız yaşananları asla unutmasın. Tehdit edildiniz, korkutuldunuz, çevrenizden, akrabalarınızdan, dostlarınızdan ve yakınlarınızdan ‘bu işlere bulaşmayın' diyenler oldu. İşte böyle bir iklimde partimizin kuruluşu olan 25 Ekim 2017, ileride tarih yazıcılar tarafından ülkenin kaderinin değişti gün olarak kitaplarda yerini alacaktır.''
BUGÜNLERE KOLAY GELMEDİK
''25 Ekim 2017, genel merkez binamızın bile bitmediği bir dönemde, hızlı bir şekilde teşkilatlanmamız yapıldı, unutmayın!
Kurulduk, üyelerimizi kaydettik, Yargıtay onaylarını aldık ve varlığımızı hukuken tescilleyerek Aralık ve Ocak aylarında ilçe kongrelerimizi yaptık. Arada sadece Kasım ayı var.
Ocak ayının sonu, Şubat ayı ve Mart ayının yarına kadar da il kongrelerimizi tamamladık. Unutmayın!
Kurultayımızı yapıp Ankara'ya gittiğimiz 1 Nisan'ı da unutmayın. Böyle bir iklimde başardıklarımızı ve bu olanlara engel olmayanların koltuk korkusu nedeniyle 15 gün sonra seçim kararı aldıklarını da unutmayın. Peki soruyorum size muktedirlerin içine bu korkuyu salan partinin adı ne? Bu partinin adı İYİ Parti… O korkuyu İYİ Partililer olarak biz verdik onlara… Bu kadar hızlı gelişen olayların peşine bir buçuk aylık bir süreç içinde de bir seçim yaşadık, TBMM'de bir gurup kurduk.
Bizler partinin kuruluşundan bu yana bu partiyi dağıtmak için atılan her adımı yerle bir ederek bu günlere geldik.''
BUGÜNLER TARİHE NOT DÜŞÜLECEK
''Bu ülkeyi yöneten insanın kendine seçtiği silah ise korku… İnsanları korkutarak, yıldırarak, tehdit ederek, insanları kokutamazsa çevrelerine korku salarak geri adım attırmaya çalışan iktidara karşı bizim hareketimiz aynı zamanda bir direniş destanı yazmıştır.
Hatırlansın diye söylüyorum, tarihe not düşülecek günler olduğu için…
Yerel seçimlerin yaşandığı o sıcak günlerde pabucun pahalı olduğunu gören tek adam çıkıp da Genel Başkanımıza, ‘seni hapse atacağım' demedi mi? Dünyada bunun bir benzeri yaşanmış mı? Demokratik hangi ülkede, o ülkeyi yöneten kişi, bir partinin liderini açıkça tehdit edebilecek gücü ve kudreti kendisinde bulabilir? Bu kişi bunu nasıl yapabiliyor çünkü daha önce denedi de ondan. Daha önce bir partinin genel başkanı olan zat, kulağından çekildi ve İç İşleri Bakanlığı'nın koltuğuna oturtulmadı mı? Yine başka bir partinin genel başkanını onun yanına yardımcı olarak yancı yapılmadı mı?
Meral Hanım'ın, Manisa'daki mitinge hazırladığı valiz ile çıkıp, Recep Tayip Erdoğan'a, Türk Milleti adına, ‘Ben senden korkmuyorum. Elinden geleni ardına koyma' ‘Yeter Artık!' dediği gün de tarihe geçecektir. Unutmamamız gereken günler yaşadık ve yaşıyoruz… O korku tünelini yerle bir ettiğimiz günleri, cesaretin, dik durmanın ve kararlılığın neleri değiştirebildiğini cümle aleme gösterdiğimiz günler. Bu partinin siyasi tarihinde önemli günler olarak anılacaktır.
Bizler cesur oluyoruz da onlar duruyor mu? Bu gün olmazsa sonra olur diyerek korku ve tehdit silahını kullanmaya devam ederek belki netice alırım umuduyla Rize'de hazırlanan tiyatroyu de unutmayın.
Önceden hazırlanmış kıtaların olduğu dar bir sokağın içinde tehdit edildiğimiz günleri de unutmayacağız, unutmayacaksınız. Haftasında TBMM'de çıkıp da sayın Genel Başkanımıza, ‘Eyy Meral Akşener, bunlar senin daha iyi günlerin' dendiği ve arkasından da Trabzon'a bile giremeyeceksiniz sözlerinin kullanıldığı o konuşmanın ardından Gurup toplantımızda genel başkanımızın ‘ Eyy, Recep Tayip Erdoğan, esas bunlar senin iyi günlerin' diyerek Türk Milleti adına verdiği cevabı da unutmayın. Bu cevap Türk Milleti adına ortaya konan bir kararlılığın, dik duruşun ve millet adına geleceğe el koyma iradesinin göstergesidir.
Trabzon'a giremezsiniz denildiği günün ertesi haftası Genel Başkanımız ile birlikte Trabzon'a giderek meydanda hep birlikte horun oynayarak muktedire ‘sen bizi korkutamazsın' mesajını taşıyan önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz.
Bunun için bu partinin hangi mekanizmasında olursa olsun görev alan her arkadaşımızın, bu tarihi günleri kafalarında bir yerlere not ederek, bu ülkenin geleceği için atılan adımları sıklaştırarak, hedefe ulaşma kararlılığımızı hiçbir zaman akıllarından çıkarmaması gerekmektedir.''
HER TÜRLÜ YENİLİĞİN ADRESİ İYİ PARTİ
''Her türlü yeniliğin adresi İYİ Parti oldu. Hiç yapılmayanlar yapıldı. Unutmayın partimizin kurulmadan önceki zaman dilimde var olan siyasi partilerin hangisi elini taşın altına koyma cesareti gösterebildi. Vatandaşı Ak Parti'ye teslim eden ve Ak Parti'nin bu güne kadar ülkeyi yönetmesine imkan verenlere karşı, bu parti halka dokunma siyasetinin öncülüğünü yaptı.
Genel Başkanımızın, 2020'nin ocak ayında başlattığı; ayaklarına giderek, vatandaşın siyasetin veli nimeti olduğunu onlara tekrar hatırlatarak, onların sıkıntılarını dinleyerek, bu sıkıntılara ortak olup TBMM'ye taşıyarak, Türk siyasi tarihinde hiç kimsenin yapmadığını yaparak, Meclis kürsüsünü sıkıntı çeken vatandaşların ya da gurupların sözcülerine vererek ülkeyi yönetenlere bu işin bu kadar kolay olmadığını hep birlikte göstermedik mi? O kürsü Milletin kürsüsü oldu. Acı çekenlerin, hakları gasp edilenlerin kürsüsü oldu. Zalime karşı mazlumların kendilerini ifade edebildikleri bir kürsü oldu. Bunun, Türk siyasetini baştan aşağıya değiştiren bir adım olduğunu da unutmayın. Unutmayın bunlar tesadüfen ya da rastgele olmuyor. Temelinde öngörü, planlama ve gelecek dizaynı var, millet adına hareket ederken bu kararlılığı toplumun bütün kesimlerine anlatma iradesi var. Unutmayın bizler bu iradeyi temsil ediyoruz. Bu iradeyi temsil eden bizlerin, geleceğe karşı da sorumlulukları var. Hiç birimiz, hiç biriniz kendi adımıza siyaset yapmıyoruz. Biz bu siyaseti Türk Milleti adına yapıyoruz.
Bakın ülke ne hale geldi. İçinden çıkılmaz günlerin yaşandığı bir tablonun içindeyiz. Ülkeyi yönetenler bile ne yaptıklarını tam olarak bilmiyorlar. Büyük bir girdabın içine düşürüldük ama bizi yönetenler hala tozpembe masallar anlatıyorlar. Onlara kuyruklar yok. Benzin kuyruğu yok, ayçiçeği yağı kuyruğu yok işsizlik zaten yok. Çünkü kimse iş beğenmiyor. Tepeden bakan, insanları küçümseyen, bu güne kadar güç ile istediğini aldıkları için yine böyle olacağını zannedenlere karşı, gerçekleri suratlarına vuran bir de İYİ Parti var.''
BU YIL SEFERBERLİK YILIDIR
''Büyüme durdu, Enflasyon adlı başını gidiyor. TUİK tarafından, Tüketici endeksi % 54,44 ve Üretici endeksi de % 105 olarak açıklandı. Biliyorsunuz TUİK dünyanın en namuslu rakamlarını açıklayan yer olarak tarihe geçti. Eşi benzeri olmayan bir kurum. Sahtekarlığın zirve yaptığı bir yapı. Bu rağmen açıklanan rakamlar… Bu ne demek çile demek, ızdırap demek, vatandaşın yarınını görememesi demek. vatandaşın artık gırtlağına geldi demek. Ekonomiyi yerle bir etmiş bir siyasal anlayışla karşı karşıyayız. Sonuç, bunlar artık Türkiye'yi yönetemezler. Nereden tutsak elimizde kalıyor. Bir bütçe yaptılar bütçeden tarıma ayrılan para 26 Milyar Lira. 2006'da GSMH'nın %1'ini tarıma ayırmak için kanun çıkardılar ama kendi çıkardıkları kanunu bile uygulamıyorlar. Kanuna uysalar, aşağı yukarı iki katı kadar paranın üreticilere dağıtılması lazım. Kendi üreticisini bile koruyamayıp, bir tarım ülkesini tarım ülkesi olmaktan çıkarıp ithalat cennetine çevirdiler. Çiftçilerimiz azaldı, ekilen toprak azaldı, ithalatımız her alanda arttı ama Cumhurbaşkanımız bizlere ayçiçeği yağının gemilerle bu tarafa doğru geldiği müjdesini verdi! İktidar artık tükenmişlik sendromu yaşıyor. Beyfendinin paşa gönlünün olmasından sonra yapılacak ilk seçim sonrasında Türkiye muazzam bir değişim yaşayacak.
İçinde bulunduğumuz yılı, seferberlik yılı olarak ilan ettik. Bu Genel Başkanımızın hepinize mesajıdır. Öyle bir döneme giriyoruz ki artık hiç kimse elini kolunu sallayarak siyaset yapamaz. Zehirli dilleriyle insanları bölen, ayrıştıran zihniyete rağmen aslında bu milletin birbiriyle alıp veremediği olmadığını biliyoruz ve saha da bunu görüyoruz. Bizler evine ekmek götüremeyen, sıkıntılar içinde boğulan vatandaşlarımıza uzanan samimi el olacağız. Bizim için bu milletin duasını almak her şeyin üstündedir.'' (www.yenihabergazetesi.net)