“Kırmızı Bülten (Uluslararası Yakalama Müzekkeresi)”, bir ülkenin adli makamlarınca aranan hükümlü, şüpheli veya sanıkların ilgili ülkeye geri verilmesi amacıyla görüldüğü yerde yakalanması için İnterpol Genel Sekreterliği'nce geçerliliği 5 yıl olarak çıkartılan, aranan şahısların açık kimliği ve isnat edilen suça ilişkin adli bilgiler, ilgililerin bulunduğu yer tespit edildiğinde alınması gereken tedbirler ile mevcutsa fotoğraf ve parmak izi fişlerini içeren bir bülten.

      Sözlük, bülteni; özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru olarak tanımlıyor.

      Kırmızı bültenle aratmak için devreye “Difüzyon Mesajı” giriyor.

      “Difüzyon Mesajı” kırmızı bülten çıkartılması zaman aldığından, bu aşamada herhangi bir gecikmeye yer verilmemesi amacıyla, kaçak şahısların yakalanması için, kırmızı bültene ilişkin kriterler çerçevesinde, geçerliliği 1 yıl olan ve ilgili ülke İnterpol'ü tarafından diğer ülke İnterpollerine çekilen dağıtımlı teleks yazılarıdır.

      Sözlük, difüzyonu; geçişme, yayılma olarak tanımlıyor.

      Daha anlaşılır hale getirmek için ‘yakında tüm dünyayla aynı anda Türkiye'de' ya da ‘yakında Türkiye'yle aynı anda tüm dünyada‘ cümlelerini kurabiliriz.

      Uygulamada, kırmızı bülten veya difüzyon mesajına istinaden aranan şahsın ülkesinde bulunduğunu tespit eden devlet; gerekli gördüğü takdirde (!) şahsın geçici olarak tutuklanmasını sağladıktan sonra, arayan devleti durumdan haberdar ederek geri verme talepnamesinin iletilmesini istemekte; bunun üzerine, arayan devlet tarafından şahsın bulunduğu devlete geri verme talepnamesi gönderilmektedir.

      Kırmızı bültenle aratmak hususunda ‘aranan şahsın ülkesinde bulunduğunu tespit eden devlet; gerekli gördüğü takdirde (!)' cümlesi çok önemli ...

      Neden mi? Kırmızı Bülten'e istinaden hangi işlemin yapılacağı her ülkenin mevzuatına göre değişiklik gösterebiliyor. Dolayısıyla Kırmızı Bülten'e konu bir şahsın dünyanın herhangi bir yerinde görüldüğü anda yakalanacağı ve iade edileceği yönündeki algı, hukuki açıdan değerlendirildiğinde, doğru değil.

      Kırmızı Bülten'in hukuki bir yaptırım gücü yoktur.

      Kırmızı bültenin sonuç doğurması biraz da uluslararası ilişkilere bağlıdır.   

      Daha açık bir ifadeyle, muhatap ülkenin kırmızı bültenin samimiyetine inanması veya muhatap ülkenin kişinin iadesi için ikna edilmesi gerekir.

      Teamül, ülkeler arası ikili ilişkiler yoluyla kırmızı bültene işlerlik kazandırma yönündedir.

      Yakalanan şahıslar, yakalandıkları ülkelerde mahkemeye çıkarlar ve o ülkenin mahkemesi, iadeye konu olan suç; kendi ülkesinde de suç olarak kabul ediliyor mu, zamanaşımı dolmuş mu, düşünce suçu mu? Vb. birçok hususa bakar.    

      Kırmızı bültenle aratmak mı? Yoksa ödül koyarak aratmak mı?

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.