30.06.2021
HER HAFTA ÜÇ ŞİİR
1)HAN – I YAĞMA – YAĞMA SOFRASI-
Bu memleket, efendiler, satılmak üzere tam hazır;
Huzurunuzda titreyen şu milletin sapır sapır,
Şu ıztıraplı milletin- ki ölmede ağır ağır –
Bütün hayatıdır, satın çekinmeden şakır şakır.
Satın efendiler satın, bütün bu memleket sizin,
Haraç mezat satın hemen, gerekmiyor izin mizin.
Evet bütün sizin ne varsa ortalıkta, vay ki vay:
Hasep, nesep, şeref, şafaf, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin efendiler, bu gök, deniz, bu yıldız ,ay,
Bütün sizin, bütün sizin, hazır, kolay kolay.
Bu milletin malı deniz, yemezseniz, domuzsunuz
Kalın bir ense, şiş göbek, ne muhteşem olursunuz!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar,
Tıkınmanın övüncü var, iç etmenin kıvancı var;
Bu memleket, bu sofra hep sizinle etti iftihar;
Sizin bütün tekel mekel, sizin bütün dolar molar.
Satın efendiler satın, vatan ilelebet sizin
Apar topar satın hemen, gerekmiyor izin mizin.
Verir zavallı memleket, verir bütün hayâlini,
Vücudunu, hayatını, ümidini, ayalini,
Zeminini, semâsını, cenubunu, şimalini;
Hemen satın, düşünmeyin haramını, helâlini.
Bu milletin malı deniz, yemezseniz domuzsunuz
Kalın bir ense, şiş göbek, ne muhteşem olursunuz!
Bu hortumun gelir sonu, kapıştırın gider ayak,
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak,
Bugün söğüşlemek kolay, hazır köşe bucak,
Alıp satın, çalıp satın avuç avuç, bucak bucak !
Satın efendiler satın, bütün bu memleket sizin
Haraç mezat satın hemen, gerekmiyor izin mizin!
1912 TEVFİK FİKRET (26.12.1867-19.8.1915)
(Siir Osmanlica olarak 1912'de yazilmistir)
Bugünkü Türkçeye çeviren; Sait Maden Turk Dili Dergisi'nde yayinlanmistir
2)İZMİR YOLLARINDAN SON MEKTUP
Belki şimdi sana son / Sözlerimi yazmadan/ Gözlerim kapanacak./ Belki var daha beş on/ Dakikalık
bir zaman./ Anne için yanacak/ Mektubumu okurken ./ Lakin ölümun eli/ Alnıma dokunurken/
Beliren bir emeli/ Çok görme bana sakın./ Ben Tanrı'ya en yakın/ Bir yola sapıyorum/ Milletimin
uğrunda/ Türbeni yapıyorum./ Düşündüm huzurunda/ Ebedi bir akşamın,/ Düşündüm ki babamın/
Dizi dibinde geçen/ Yirmi iki seneden/ Elimizde kalan ne?/ Sorarım sana anne/ Madem ki gün
gelecek/ herkes ayni meleğin/ Önünde eğilecek,/ Niçin o güne değin/ Çan sesleri duyayım./ Bu gün
de bir yarın da ,/ Bırakın uyuyayım/ İzmir kapılarında !/ Anne elveda artık./ Şu iki, üç asırlık/ Gecenin
gündüzünü/ Görmeden gidiyorum./Ne bir beis var diyorum,/ O günün seherinde/Senin ince yüzünü/
Görüyor gibiyim ya/ Ey genç gecelerimde/ Beşiğimi bekleyen/ Ediyorum emanet / Seni Anadolu'ya/
Sütünden, emeğinden/ Ne verdinse helal et./ Söyle Hacer'e o da/ Hakkını helal etsin/ Gönülcüğü
dilerse/ Başkalarına gitsin./ Ben ermeden murada/ Ecel kırdı kolumu;/ Artık beyhude yere/
Beklemesin yolumu.?/ O ne anne , o güzel/ Gözlerinden akan ne/ Geri dönemem diye/
Ağlıyor musun anne ?..
KEMALETTİN KAMU
3)MASALLARIN MASALI
Analardır adam eden adamı
Aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin
Koşuyor altı yaşında bir oğlan;
Uçurtması geçiyor ağaçlardan,
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin.
Gelinler aynada saçını tarar,
Aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.
İhtiyarlıkta aklına insanın,
Tatlı anıları gelmeli yalnız.
Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
Efendiler, siz de ihtiyarlarsınız .
Bulutlar adam öldürmesin.
NİLÜFER REDDY
Bu yazı 450 defa okundu.