Bugün, Türk tarihinin en şanlı günlerinden biri olan 30 Ağustos.

      Bugün, düşmandan kaçanların değil düşmana karşı koyanların günü. 

      İmkansızlıklar içinde başlayan milli mücadelemiz, kahraman milletimizin fedakarlık ve azmiyle yani düşmana karşı koyanlar sayesinde zafere ulaştı.

      Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘'zaferler, amaçları ve sonuçları bakımından önem taşırlar‘' sözünde olduğu gibi düşman orduları denize dökülmüş, vatan kurtarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu hazırlanmıştır.

      30 Ağustos 1922 tarihi, Türk Ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; ordusuyla, kadınıyla, çocuğuyla ve yaşlısıyla yani düşmandan kaçanların değil düşmana karşı koyanların yazdığı destandır.

      30 Ağustos 1922'de Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlayan ve işgal altındaki ülkemizin 9 Eylül 1922'de İzmir'in Yunan zalimliğinden tamamen kurtulmasıyla son buldu.

      Başarıyla sonuçlanan Büyük Taarruz, her yıl aynı gün kutlanan milli bir bayram. İlk olarak 1924 tarihinde Afyon, İzmir ve Ankara'da kutlandı.

      30 Ağustos Zafer Bayramı'nın kutlamaları ancak Büyük Taarruz zaferinden iki yıl sonra yapılmaya başladı. Çünkü 1922 ve 1924 yılları arasında yeniden şekillenen Türkiye'de hem iç hem de dış diplomaside, ciddi bir yoğunluk yaşanıyordu. Bu durum kutlamaların biraz gecikmesine neden oldu.     

      30 Ağustos Zafer Bayramı, 1935 yılında çıkarılan bir kanunla, resmi olarak milli bayramlar arasındaki yerini aldı.

      30 Ağustos, Türkiye'nin geleceği için binlerce şehidin, milli birlik ve beraberlik ruhu içinde canları pahasına, özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere, düşmandan kaçanların değil düşmana karşı koyanların kazandığı büyük bir zaferdir.

      30 Ağustos günü ve sonrasındaki kazanımları, günümüzde ülkesini ele geçirmek isteyen düşmandan kaçanlara örnek olsun.

      Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı ve aziz Şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anıyorum.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.