TBMM, Kurtuluş Savaşı'nın yoğun dönemlerinde belli bir süre de Milli Marşı belirlemek için çalışır.
Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan başarıların ardından, sıra bu milli heyecanı ifade edecek Milli Marşa gelmiştir. Bu konuda Maarif Vekaletince (Eğitim Bakanlığı) açılan yarışmaya 724 eser katılır ve gelen eserlerden hiçbiri milli heyecanı yansıtmakta yeterli bulunmaz.
Daha önce ödül olduğu için yarışmaya katılmayan Mehmet Akif Ersoy, ödül almayacağı konusunda ikna edilince, o günlerde yalnız oturduğu Tacettin Dergahında yarışmanın bitimine 48 saat kala, Türk Ordusu'na seslendiği, İstiklal Marşı'nı yazar.
1 Mart 1921 günü, tarihi günlerinden birini yaşayan TBMM, Gazi Mustafa Kemal
Atatürk başkanlığında toplanır. Gazi, açış konuşmasında alkışlar eşliğinde İstiklal
Mücadelesinde gelinen noktayı değerlendirir. Gazi'nin Meclis'i duygu ve heyecana boğan konuşmasının ardından ilk defa 'Paşa' rütbesiyle Meclis'e hitap eden İsmet İnönü de İstiklal Savaşı ile ilgili bir konuşma yapar.
Konuşmaların ardından sıra, Karesi Mebusu (Balıkesir Milletvekili) Hasan Basri'nin (Çantay) İstiklal Marşı'nın güftesinin Hamdullah Suphi Bey tarafından
Meclis kürsüsünden okunmasına dair önergesine gelir.
Önergenin kabul edilmesi üzerine Meclis'e başkanlık eden Gazi tarafından kürsüye çağrılan Maarif Vekili Hamdullah Suphi yaptığı konuşmada 'istiklal mücadelesinin ruhunu terennüm edecek' bir marş için şairlere müracaat edildiğini ve gelen şiirlerden 7 tanesinin, en fazla aranılan niteliklere haiz olduğunu anlatır. Fakat
'fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumundan dolayı' şahsen Mehmet Akif'ten bir şiir yazmasını rica ettiğini belirtir. Akif'in çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiğini ifade eden Hamdullah Suphi Akif'e katılmama sebebi için uygun bir çözüm bulunacağını bir mektupla yazdığını anlatır. Bunun üzerine Akif'in kendilerine çok nefis bir şiir gönderdiğini söyleyen Hamdullah Suphi bu şiirle birlikte 6 şiiri milletvekillerinin görüşlerine sunacağını ifade eder.
Hamdullah Suphi, bundan sonra İstiklal Marşı'nı okur. İlk "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" satırının ardından milletvekillerinden
şiddetli alkışlar yükselir. Hamdullah Suphi her kıtasında alkışlar eşliğinde İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını okur.
İstiklal Marşı'nın yarattığı heyecanla Meclis'te büyük bir duygu sağanağı oluşur.
Akif ise mahcubiyetinden başını kollarının arasına sokmuş adeta sıranın üzerine çökmüştür. Sürekli alkış ve gözyaşları arasında marşın okunması biterken Nafia (Bayındır) Vekili İsmail Fazıl Paşa şiir bitince tekrar okunmasını haykırır.
Şiir, milletvekilleri tarafından dört defa ayakta dinlenir.
Hamdullah Suphi daha sonra hatıralarında o günü şöyle anlatır: "Akif'in ölmez eserini Büyük Millet Meclisi'nde ben okudum. Meclis tarafından büyük tezahüratla karşılandı. Alkışlandı; defalarca alkışlandı. Meclis manzumeyi ayakta dinlediği gibi Atatürk de ayağa kalkmış alkışlıyordu; herkes heyecan içinde idi"
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.
Kaynak; TBMM, Meclis Haber