ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

02.03.2022

PARTİLERİN HEPSİ AYNI MI ?

Seçim taleplerinin iyice arttığı bir süreci yaşıyoruz. Erken mi olur, zamanında mı yapılır sonuçta mutlaka seçim yapılacak. Demokrasinin gereği budur.

     Kimi zaman televizyon haber programlarında ‘'sokak röportajları'' yayınlanır, izlemişsinizdir. Aniden uzatılan bir mikrofon ve çekim yapan kamera karşısında çok fazla düşünemeden verilen yanıtların çoğu kısa, basit ve ezberlenmiş yanıtlardır.

   ‘' Kim gelse hepsi aynı, sadece kendilerini düşünüyorlar.''

   ‘' Yok birbirinden farkı, başta kim olursa olsun fark etmez.''

   ‘' Beni pek ilgilendirmiyor. Bilgim yok.''

   ‘' Amaaan siyaset mi, o dürüst insanların işi değil.''

     Türü yanıtlar duyardık. Fakat son yıllarda insanlar, köylüsü kentlisi, ev hanımından okuyan veya çalışan kadınlara kadar herkes çatır çatır yanıt veriyor. Hem de akıllı yanıtlar, öyle gelişi güzel ezber sözler değil.

     Çünkü son yirmi yıllık AKP iktidarında fakirleştiğini, pek çok haklarını yitirdiğini, umutlarının tükendiğini gören halkımız ‘'bıçağın kemiğe dayandığının'' farkına vardı. Hele son elektrik, doğalgaz, akaryakıt ve gıda maddelerindeki zamlar insanları canından bezdirdi.

     Bebeğine bez alamayan, mama alamayan genç anneler korkmadan, cesaretle konuşuyor. Asgari ücret artışını yetersiz bulan genç çalışanlar eylemlerle sıkıntılarını dile getiriyorlar.

     Ama hala önemli bir kesim sessiz beklemede. ‘'Biz gerekeni sandıkta yaparız'' mı demek istiyorlar bilemem.

                                          ***

     Partilerin hepsi aynı mı, bu konuyu bir ele alalım. Bırakalım sağ sol, komünist faşist, ilerici gerici ayrıntılarını… 2017 Nisan'ında yapılan son anayasa değişikliği sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğinden beri yüzde 50+1 oy alan hem cumhurbaşkanı hem hükümetin (nedense hükümet ya da bakanlar kurulu demiyor, kabine diyorlar) başı olma hakkını kazanıyor. Bu yüzden partiler seçim ittifakı kuruyorlar.

     Şimdi önümüzde tüm yetkilerin bir kişide, Cumhurbaşkanı'nda toplanması taraflısı Cumhur İttifakı var. Karşısında da Meclis'in daha etkin olmasını isteyen Millet İttifakı. Millet İttifakını oluşturan partiler ‘'geliştirilmiş parlamenter demokrasi''ye dönülmesini istiyorlar.

     Artık partinin kazanmasının yanında, ittifakın kazanması önemli oldu.

     Demek ki partiler aynı değilmiş. Bir taraf padişahlarda bile bulunmayan yetkiler verilmiş tek adam yönetimini savunuyor. Karşısındaki ittifak ise TBMM'nin denetleyebildiği, her türlü uygulamada sorgulayabilen bir meclis hükümeti istiyor. Aynı değilmiş demek ki.

     Beş yıllık bir uygulama gösterdi ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi derde deva olamadığı gibi, hatta birçok problemlere yol açabiliyor. En bilinen örnek bir kişinin hem Cumhurbaşkanı, hem parti başkanı olmasının sakıncaları açılan ‘'hakaret davaları'' sayısından bellidir.

     İstişare ve ortak akıl, hataları en aza indirir. Tüm yetkilerin bir kişide toplanması çok tehlikeli olabilir. Türk ulusunun varlığını sürdürmesi (beka meselesi) tehlikeye girebilir. Önemli kararlar mecliste alınmalıdır.

     Tarihinden ders almayanlar hata yapmaya, ülkenin başını derde sokmaya devam ederler. 1918-1920-1922‘ lerde elde vatan yokken, devlet yokken, hatta ordu bile yokken Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, kurtuluşu da, kuruluşu da ve ülkemizin imarını da Meclis'te, görüşme, konuşma ve istişare ile başardılar.

     Demokrasilerde Meclis, halkın seçtiği temsilcilerinin toplandığı yerdir.

     Soru sorabilecek, denetleyebilecek, güven veya güvensizlik oyu verebilecek ki seçmenlerine hizmet etmiş olsun.

                                         ***

     Partiler belli fikirler etrafındaki insanların oluşturduğu örgütlerdir. Dünya ülkelerinde demokrasi ile yönetilen ülkelerde, genellikle sermayeden yana, zenginleri kayırıp koruyan kapitalizm yanlısı sağ partiler olduğu gibi;  işçi, köylü, memur, küçük esnaftan yana, yani emek yanlısı sol partiler de vardır. Ayrıca radikal sağ ve sol partiler de bulunur.

     Bu partiler halka düşüncelerini anlatır. Halktan destek (oy) ister. Seçmenler kendilerine en iyi hizmet edecek, en güvenilir partiye veya adaya oy vererek milletvekillerinin seçimini sağlar. En çok oy alan ve milletvekili çıkaran partinin başkanı hükümeti kurma hakkı elde eder.

     TBMM milletvekillerinin toplandığı, ülke işlerinin görüldüğü yerdir.

     Tüm yetkilerin bir kişiye verildiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi varsa, 600 milletvekiline gerek yoktur. Milletvekili sayısı azaltılmalıdır diye düşünüyorum. İşlevsiz bir meclis demokrasiye uygun değildir. O nedenle bu sistem yerine parlamenter sisteme dönülmelidir. Geçmişteki deneylerden ders çıkarılarak parlamenter sistemin aksayan yönleri düzeltilerek dönüş olmalıdır.

                                 ***

     Sokak röportajlarına yanıt veren seçmen vatandaşlar hem ülkenin çıkarlarına, hem kendi sınıfsal konumuna ve kendi çıkarlarına uygun oy vermelidir.

     İşçi, fakir köylü, küçük esnaf zenginler yanlısı sağ partilere oy verirse aldatılma kaçınılmazdır. Yanlışlık daha çok işte burada yapılıyor.

     Siyasetin kararları tüm halkın yaşamını etkiler. Sen ilgilenmezsen çıkarcılar burada toplanır. Tercihler senden yana değil, çıkarcılardan yana yapılır. Sen de giderek yoksullaşırsın.

     Aç gözünü, yoksa açarlar gözünü….


Bu yazı 404 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans