Bayrağımız elimizde, Şehitlerimiz yüreğimizde olarak, Atatürk Stadyumu'ndaki, yerimizi almıştık.
25’inci haftada rakip Keçiörengücü'ydü.
Keçiörengücü ara transferde hücum hattını, Jeremy Bokila ve Devrim Taşkaya’yla takviye etmişti.
Sezonun birinci devresinin ilk 7 haftasında yenilgi yüzü görmeden 7 puan toplayan Keçiörengücü, ikinci devrede 4 mağlubiyet, 1 galibiyet ve 2 beraberlikle, 5 puan toplayabilmişti.
Serkan hoca; dirençli ve hızlı takımlara karşı 4-1-4-1 dizilişini, 2. bölgesi ağır olup, kenarları kullanan takımlara karşı da 4-2-3-1 dizilişini tercih ediyordu. 2. ve 3. bölge oyuncuları da değişmeli oynayabiliyordu.
Aslında tipik bir 4-3-3 takımıydı. Haddini biliyor ama inat da ediyordu. Diğer özelliği de sabırdı.
Rakip, geniş alan futbolunu iyi oynuyordu. Çok adamla çıkıp, dikine ve kanatlardan pozisyon yaratıyordu. Uzak mesafeden şut atıyordu. Top kayıplarında, geriye çabuk geliyordu. Ceza yayı içindeki duruşları ve adam paylaşımı en zayıf yanıydı.
Rakibimizin geçen hafta İstanbulspor karşısında golsüz berabere kaldığı karşılaşma, terse ve araya atılan topları çokça gördüğümüz bir karşılaşmaydı. İki takım da savunmada kalabalık ve doğru durdu. Keçiörengücü kalecisi, iyi bir oyun çıkarmıştı.
Keçiörengücü kadrosunda, önceki karşılaşmaya göre değişiklik yoktu. Balıkesirspor'da da geçen hafta cezalı olan Malle, 11'de olup Rahmi Anıl Başaran yedek kulubesindeydi.
İlk 45+1 dakikada yazılacak pek bir şey yoktu. Alan ve adam savunması yaparak oyunu kendi sahasında kabul eden Balkese karşılık, savunmamızda boşluk yaratmak için çok koşturan ama boşuna koşan, Keçiörengücü vardı.
Balıkesirspor 19, 22 ve 31'inci dakikalarda, rakip sahadaydı. Pas tercihinde ve şiddetinde bolca hata yaptı. Sezer, Hodzic ve Otoo haricinde, maç havasında olan yoktu.
Keçiörengücü, oyunu açmak için yana oyunu tercih etti. Topu sağdan sola ve soldan sağa taşımaktan yoruldu. Burak ve Hüsamettin takımı ileriye taşıdı ve oyunda tuttu. Bu ikilinin arasına Malle girmeye çalıştı ama yeterli olamadı.
İkinci yarı kale önü pozisyonlarıyla başladı. 49'da Keçiörengücü, 52'de Balkes, golleri kaçırdı.
Dakikalar 54'ü gösterdiğinde, Balkes aradığı pozisyonu ve golü buldu. Orta sahada kaptığımız topla Malle buluştu ve 1-0.
Gol sonrasında, tekrar geri çekildik ve boşta kalan toplara ayak uzatamayınca, rakibe pozisyonlar verdik. 69'da kornerden gelen top, uyuyan Balkesin kalesinde gol oldu, 1-1.
Skora denge gelince Yusuf hoca, sistem ve oyuncu değişikliğine gitti. Rahmi Anıl Başaranla 4-3-3'e geçtik. Yakın oynamaya başladık, pres yaptık. Karşılığını da aldık. Rakip 18’inin içinde Rahmi vurdu, kaleciden dönen topu Sezer tamamladı. Dakika 75 ve skor 2-1 oldu.
Bu skoru tutmak için oyunu soğutma yerine, attığımız golün havasında kaldık ve 4 dakika sonra golü yedik, 2-2. Bu golü yememek için kırmızı kart alınmalıydı ama beceremedik.
Kalan sürede, geride boşluk bırakırken, rakip ceza sahasına yüklendik. İki takımda galibiyet golü bulabilirdi, olmadı.
2 defa köprünün sonuna gelmişken, tekrar geri döndük.
Müsabakanın en güzel tarafı, 4 golde de Şehitlerimize, Türk Milletinin çaktığı selamdı. Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez ve Her Türk Asker Doğar, söylemleri, Kuva-yi Milliye şehri Balıkesir'e, çok yakıştı.
Gol atıp yemeyen, yediği golü çıkartan, fazlasını atan, maddi sorunlarını çözmüş, puan silme cezası almayan, transfer yasağı olmayan, şirketleşen ve kurumsallaşan Balıkesirspor görmek istiyoruz.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.