YazıYorum (Mete Kozdağ)  

      Keynes'in “likidite tercihi teorisi”ne göre faiz; likid vasıtaları elde tutmaktan ve para biriktirmekten vazgeçirmek maksadıyla para sahibine ödenen fiyattır.

      Faiz, insanların günlük alışveriş ihtiyacı, ihtiyatlı davranma ve spekülatif kazançlar elde etme gibi etkenlerle tasarruflarını elde nakit olarak tutma arzularına karşı bir tedbirdir.

      Kısacası faiz, tasarrufun değil tasarrufu elde tutmaktan vazgeçirmenin bedelidir.

      Keynes'e göre insan, geliri ve hayat standardı tasarruf etmesine el verdiği zaman para biriktirebilir ve bunu, faizi düşünmeden yalnızca kötü günler için yapar.

      Bugün faiz konusundaki tartışmalar, artık onun haklılık ve meşruiyetini ispatlama gayretinden ziyade, faiz haddinin hangi seviyelerde olması gerektiği meselesine yönelmiştir.

      Merkez Bankası, ilan ettiği %9 politika faizini daha da indirebileciğinin işaretlerini veriyor ama diğer bankalar, mevduat faizine %30 ışığını yakmış durumda.

      Özetle, yüksek faize yeşil ışık yakılmış durumda ve bu yeşil ışık da uzun süre yeşil duracak gibi.

      Şimdilik borsanın cazibesi, yüksek faize yeşil ışık şiddetini, kendi üzerinde tutuyor.

      Ayrıca önceki gün Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında üst faiz sınırın kaldırılması, yüksek faize yeşil ışık şiddetini de azaltacaktır.

      Hatırlayalım ..., KKM'nin hesap sahipleri, dövizin yeterli getiri sağlamaması durumunda politika faizine ilave olarak %3'lük, toplamda %12 faiz alabiliyordu.

      Merkez Bankası %3'lük üst sınırı kaldırdı. Bugünden itibaren bankalar, KKM'ye para yatıranlara %9'un üzerinde ve istedikleri kadar faiz uygulayabilecek.

      Böylece yüksek faize yeşil ışık yakılmış oldu.  

      Yüksek faize yeşil ışık yakılmasıyla, %9'a indirilen faizle piyasayı etkilemenin mümkün olmadığı görüldü. Bugünden sonra yüksek faize yeşil ışık, adım adım işlemeye başlayacak ve özellikle seçim sonrasında yapılacak zamlarla, enflasyon düşüş değil artış sürecine girecek.

      Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.