ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

13.04.2020

2020 MİLAT

Dünya’yı kasıp kavuran Koronavirüs (Covid-19), 2020 yılını bir milat olarak adlandırmamıza neden olacak gibi görünüyor. Tıpkı 1789 Fransız İhtilalı’nda olduğu gibi. O zamanda hiçbir şey 1789’dan önceki düzen gibi olmadı, bugün de olacakmış gibi durmuyor. Ve yine o zaman olduğu gibi bugün de ülkelerin yönetim şekilleri de eskisi gibi olmayacak.
Bilindiği üzere Koronavirüsle en iyi mücadele eden ülkeler otoriter rejim ile yönetilen ülkeler olmuştur. Otoriter rejim, karizmatik bir önderin ön planda olduğu, bu önderin harekete geçirdiği, genel halk kitlelerinin desteği ile ayakta duran rejimdir. Bu tür rejimlerde siyasetin ve çeşitli politik tercihlerin soyut ve entelektüel ilkelerle meşrulaştırılmasına karşıt olarak, kitlelere basit ve somut hedefler sunulur. Lider ile kitle arasında duygusal bağlar oluşturulur.
Bunun yanında ulusal eğitim ve medya sayesinde kendilerini halka ciddi ciddi demokratik bir rejim olarak da takdim ederler. Bu tanıma en çok uyan ülke olarak Rusya, Mısır ve Çin’i örnek olarak verebiliriz.
Çin üzerinde devam edelim. Çin, virüsün çıkmasından kısa bir süre sonra bir sürü otoriterliği hissettiren tedbirler aldı. Çok büyük kayıplar vermesine rağmen şu an virüs ile en iyi mücadele eden ülke pozisyonunda. Bunun yanında demokrasiyi içselleştirmiş olan çoğu Avrupa ülkeleri kötü bir sınav vermekteler.
Türkiye’de ise Korona Virüs vakasının ilk görünmesinden sonra gayet yerinde tedbirler alınmıştı. Aslında bu gibi pandemilerde daha fazla yayılmaması için sokağa cıkma yasakları getirilir. Ülkemizde belirli aralıklarla 65 yaş ve üstü ile 20 yaş ve altına sokağa çıkma yasakları getirildi. Son olarak 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta 11-12 Nisan tarihlerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak bu yasak, başlangıç saatinden 2 saat önce basına yansıdı ve insanlar birden eksik olan ihtiyaçları için sokaklara döküldü ve hiç kimse sosyal mesafe kuralına uymadı. 1 ayda alınan tedbirlerin tamamı 2 saat içinde çöpe gitti.
Asıl konumuza dönecek olursak Siyaset Bilimci birçok insan 2020 yılı sonrası için otoriter rejimlerin güçleneceğini ve Dünya’da büyük değişimlerin olacağı görüşündeler. Bu görüşle birlikte sayıları az olmayan bazı Bilim İnsanları ise insanların sosyal devlet kavramını daha iyi anlayacaklarını ve bundan sonra daha demokratik bir sistemin yayılacağını düşünüyorlar. Türkiye bu iki yöntem arasında tercihini hangisinden yana olarak yapacak göreceğiz.
Aslında Türkiye’de 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerinden sonra birçok şey değişmişti. İktidar partisi güç kaybetmiş, muhalefet ise 17 yılın sonunda aynı amaç
doğrultusunda birleşmeyi başarabilmişti. Bu süreçte en iyi atak yapan ise Cumhuriyet Halk Partisi olmuştu. Biraz daha geriye gidecek olursak 7 Haziran Genel Seçimlerinde CHP’nin vaadi olan emekliye dini bayramlarda bir maaş ikramiye verilmesi bir süre sonra Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetinin icraatları arasında yer almıştı. Tabi ki bir maaş olarak yansımadı ama bu olay bir kırılma noktası olarak tarihteki yerini aldı. Son olarak geçtiğimiz günlerde CHP’li belediyelerin ücretsiz maske dağıtmasından bir gün sonra merkezi hükümet ücretsiz maske dağıtacaklarını açıkladılar. Bu tür hizmetler Cumhuriyet Halk Patisinin sadece
sözde değil, icraatta da iktidar olmak istemesinin bir göstergesiydi.
Yani Türkiye’de büyük değişimler mevcuttu ve Covid-19 bu değişimi daha da hızlandıracak gibi gözüküyor.


Bu yazı 397 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans