1 Mayıs 1886 yılında Amerika’da işçilerin greviyle başlayan ve sonraki yıllarda işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününe dönüşen süreçte 1 Mayıs kutlamalarının ülkemizde zaman zaman sekteye uğradı ancak çalışanların sorunlarını dile getirilmesi açısından bugün önemli bir gün...
Korona virüs salgını nedeniyle bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün meydanlarda kutlanamıyor.Ancak her ne olursa olsun, bizim kalbimiz emekçilerimizle, işçilerimizle.
Ülkemizde 2019 yılında iş kazalarında 1736 emekçinin hayatını kaybetti. Son 17 yılda iş cinayetlerine kurban giden işçi sayısı ise 24 bini aştı. Ne yazık ki iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü durumundayız.
Öte yandan, 696 sayılı KHK ile kamuda çalışan taşeron işçilerin tamamının daimi kadroya alınacağı yönünde söz verilmesine rağmen, halen yüzbinlerce işçinin taşeron olarak çalışıyor.
Kamuda kiralık araç şoförleri, hastane bilgi işlem çalışanları, görüntüleme merkezlerindeki görevliler, sosyal tesis çalışanları, TYP’liler, karayolları, demiryolları ve PTT çalışanları, milli parklarda çalışanlar, belediye şirketlerinde çalışanlar, Orman ve DSİ çalışanları ile diğer tüm KİT’lerde çalışanlar halen bir umutla daimi kadroya alınmak için beklemekteler.
Belki de benim en hassas olduğum nokta, kadın ve çocuk işçilerin yaşadıkları sorunlar her geçen yıl biraz daha artıyor.
Ülkemizde 5-17 yaş arasındaki her 100 çocuktan 4.4’ünün çalışıyor.Bunların yüzde 34.3’ünün de ne yazık ki eğitimlerine devam edemiyor. Ekonomik sorunların artması çocuk işçi sayısındaki artışı da etkiliyor.
Ayrıca, ülkemizde çok sayıda işçinin esnek, güvencesiz ve kuralsız bir şekilde çalıştırıldığı bilinmesine rağmen, bu sorunların çözümüne yönelik AKP iktidarının her hangi bir girişimde bulunmadığı da aşikar. Bununla birlikte, örgütlenmenin ve sendikalaşmanın önündeki engellerin de bir an önce kaldırılması gerekiyor.
Asıl konu ise,son yıllarda işsizlik sayısındaki artış...
Resmi verilere göre 4 milyon 398 bin olan ve yüzde 13.7 olarak açıklanan işsizlik sayısının gerçekte 8 milyonu buluyor.Bugünlerde ise korona virüs salgını ile bu rakam 10 milyonu aşıyor.
Çalışanların yüzde 32.3’ünün kayıt dışı ve sosyal güvencelerden yoksun olarak çalıştırılıyor. Son açıklanan işsizlik rakamlarında ise,korona virüs salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında kapatılan işyerlerindeki çalışan ve bugün işsizler kervanına katılan yüzbinlerce vatandaş daha eklenmedi. Bir de onlar eklenince ,işsiz sayısı bir sonraki rakamlarda artacak ve iki katına çıkacak. Bu durum ne yazık ki ülkemizde zaten hat safhada olan işsizlik ve istihdam sorununu daha da içinden çıkılmaz bir hale sokacak.
Ülkemizde iş yaşamında var olan en önemli sorunlardan biri de, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) .
Bugün sayıları 3 milyonu aşan EYT’liler için hükümetin hiçbir girişimde bulunmaması ise üzüntü verici. Emeklilikte Yaşa Takılanlar, verdikleri mücadele sonucunda haklarını mutlaka alacaklar amma....
Üniversiteli işçilerin de özlük haklarının kamuda sağlanmaması dikkat çekici.Staj ve çıraklık sürelerinin yaşlılık sigortası için işe başlangıç tarihi olarak sayılması ve emeklilik için SGK öncesi doğum yapan kadınlara ise bu süreci borçlanma yolunun açılması da başkaca konular arasında...
Ancak şunu görüyoruz ki,18 yıllık iktidar döneminde emek değer bulmadı!
Güvencesiz işçi çalıştırmak gelenek hale getirildi..
Asgari ücret açlık sınırı ile kafa kafaya gitti...
İş sağlığı ve güvenliği için hiçbir önlem alınmadı...
İş yaşamındaki sorunlar her yıl katlanarak arttı...
Umut ediyorum ki, bu 1 Mayıs bu sorunları konuştuğumuz son 1 Mayıs olur!
Öncelikle ülkemizi ve tüm dünyanın etkisi altına alan korona virüs salgınının en kısa zamanda, insanlığın korkulu rüyası olmaktan çıkması ve akabinde de iş yaşamındaki sorunların son bulmasını temenni ediyorum.
Sendikal özgürlüklerin önünün açıldığı, emeğin değer bulduğu, eşit işe eşit ücret ve kadro sağlandığı, kayıt dışı çalışmanın son bulduğu, iş cinayetlerinin olmadığı bir sürece girme umuduyla, başta sağlık sektöründeki emekçilerimiz olmak üzere tüm işçi ve emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum.
İşçilerin varlığı ile dünyada yaşamın sürdüğü unutulmamalıdır.
Yaşamın her alanında bulunan emekçilere selam olsun!
