Bugün size Bandırma'nın o eski bilardo günlerini anlatmak isterim.
Lise öğrencisiydim. Bilardo salonunun sahibi Kemalettin Serpen'di. Salonun başında ise ücretli çalışan olarak Mustafa Uzunboz bulunurdu. Masanın çuhası delindiğinde, Kemalettin Serpen onarırdı. Aklımda kaldığına göre salonda 5 bilardo masasının yanı sıra iki de masa tenisi masası bulunuyordu. Ben de zaman zaman bilardo ve masa tenisi oynardım.
BİLARDO TURNUVALARI
Salonda zaman zaman çok çekişmeli bilardo şampiyonaları düzenlenirdi. Bu şampiyonaları uzun yıllar Bandırma'da oturan, aslen Antepli olan Ahmet Yaşar Antep organize ederdi. Antep, çok iyi bilardo oynardı ama şampiyonaya katılmaz, sadece organize işiyle ilgilenirdi. Şampiyona, üç top üzerinde oynanırdı ve bant sınırlaması olmazdı.
Şampiyonada mücadele eden isimleri düşündüğümde aklıma ilk gelenler Nail Tuncel, rahmetli Ahmet Cudi Silahtaroğlu, rahmetli Aykut İmer, soyadını anımsamadığım, meteorolojide çalışan Erdoğan, Necdet Çalık ve günümüzde güzel resim sergileri ile tanıdığımız Hakan Işıtan geliyor.
Yine şampiyonalarda çok başarılı olamasalar bile Cengiz Öktem, rahmetli İsmail Aslanpay ve emekli bir ilkokul öğretmenini de anımsıyorum.
İşte bu bilardo turnuvalarında çıktı ilk köşe yazılarım(!) Nerede mi? Bilardo salonunun duvarında!
Şampiyonada yapılan maçları bir dosya kağıdına dolmakalem ile yazar, duvara asardım. Maçların nasıl geçtiği, kimin önde olduğu, kimin daha sonra açılarak maçı kazandığı vb. ayrıntılar, hem maçları izleyenler, hem de izleme olanağı bulamayanlar tarafından ilgiyle okunurdu.
Bu yazıda bulunan fotoğraf, o yıllarda yapılan bir şampiyonanın ödül töreninden sonra çekilmiştir. Sağ başta ben yer alıyorum. Elimde ise küçük bir kutu. O kutuda ise bilardo şampiyonasındaki duvar yazılarım için bana armağan edilen bir dolmakalem var. Gazetecilikte(!) ilk ödülüm…
Tabii o yıllarda bu salon, Bandırma'nın tek bilardo salonuydu. Çok samimi bir ortam vardı. Masalar her zaman dolu olduğundan, bilardo oynamak için sıra beklemek zorundaydınız. Salonun görevlisi Mustafa Uzunboz'a isminizi yazdırır, sıranızın gelmesini beklerdiniz.
Ahmet Yaşar Antep ağabeyimizin, şu sözünü unutamam:
“Üç şeyi beklemek zordur: Birincisi lokantada yemek beklemek, ikincisi(Burada yazmayayım, ayıp olur), üçüncüsü ise bilardoda sıra beklemek…”
Güzel ve çok özel günlerdi. O günleri özlüyorum.
Bugün, Bandırma'da çok sayıda bilardo salonu ve masası bulunuyor. Yepyeni, çok yetenekli bilardocular var. Hatta aralarında dünya şampiyonu bile olan Edincikli Yılmaz Özcan da bulunuyor.
Ancak kim ne derse desin, Bandırma'da bilardonun temellerinin atıldığı, bilardo sevgisinin tomurcuklandığı yer, Kemalettin Serpen'in bilardo salonudur.
