ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

12.05.2025

Gelincik mi? Kan Çiçekleri mi?

Hayat hikâyem mi?

Tarlaların kıyısındaki gelincikler “…(Süreyya BERFE)


Bu yılda bahar tüm coşkusu ile geldi. Baharın gelmesi ile birlikte ilkbahara özgü kır çiçekleri de boy göstermeye başladı. Bu çiçeklerden biri de kırmızı rengi, narin yapısı ve özgür ruhu ile tarlalarda, kaldırım kenarlarında, boz toprakta açan cezbedici “gelincikler ya da kan çiçekleri”

Anadolu gelini gibi narin, mahzun ve naif olduğu için mi adı gelincik? Yoksa insanoğlunun öldürme arzusuyla kan kırmızısına dönüştüğü için mi adına kan çiçekleri denilmiş? Adı ne olursa olsun o kırların en mütevazı çiçeğidir.
Ne gübre ister, ne su, ne de çapa…
Çıkıverir ansızın karşınıza…
Ne yazık ki ömrü çok kısa!..

İnsanoğlu yüzyıllar boyunca yaşadığı coğrafya üzerinde dikkatini çeken bitkilere çeşitli anlamlar yüklemişler, gerek gündelik yaşamda gerekse önemli toplumsal olayların hatırlanmasında ve aktarılmasında çiçeklerin sembolik dilinden yararlanmışlardır. Dolayısıyla rengi, şekilsel özelliği ve dokunulduğunda hemen dökülen yapraklarının hassasiyeti ile gelincikler de tarih boyunca mitolojiden inanca, sanattan edebiyata kadar pek çok alanda sembolik anlamı ile karşımıza çıkagelmiştir. 

Gelincik çiçeği mitolojide uykuyu temsil eder. Anlatı kısaca şöyledir:

Bereket tanrıçası Demeter'in kızı yeraltı tanrısı Hades tarafından kaçırılır. Kızının kaçırılmasına çok üzülen Demeter uykusuzluk hastalığına yakalanır. Günler, haftalar, aylar geçse de Demeter'in gözüne bir damla uyku girmez. Bereket tanrıçası uykusuzluktan yorgun düşünce yeryüzünde ne bitkiler yetişir ne de hayvanlar gelişir. Dolayısıyla kıtlık başlar. Bu durumdan rahatsız olan uyku tanrısı Hypnos (Hipnoz sözcüğü de buradan gelir) yere bir tohum atar ve bu tohumdan kırmızı çiçekler açar. İşte bu çiçekler gelinciktir!.. Hypnos gelincik çiçeğinden yaptığı tacı uyutmak için Demeter'in başına takar. Demeter derin bir uykuya dalar. Uykusunu alıp dinlendikten sonra uyanır ve tekrar bereket dağıtmaya devam eder. 

Bergama Akropolü'nde bulunan uyku odalarında hastaların kolay uyumaları için gelincik çiçeğinden faydalandıkları bilinmektedir. Günümüzde ise sakinleştirici, uyku düzenleyici ve dinlendirici etkisinden dolayı tıpta kullanılmaktadır.

Kültürümüzde ise tarlalarda kolayca yetişmesi ile bereket ve bolluğu; kısa ömrü ve narin yapısı ile ölümlülük ve geçiciliği; kırmızı rengi ile aşkı ve kara sevdayı sembolize eder. Bildiğiniz üzere Türk kültüründe gelinler kırmızı gelinlik giyerlerdi. Gelin kelimesi Orhun Yazıtlarında “kelin” olarak geçer. Kel-/Gel- fiilinden türemiştir. Evlenerek hane halkına katılan kadın demektir. Dolayısıyla gelincik çiçeği, nazlı duruşu ile gelinlik içindeki mahzun ve kırılgan gelini temsil eder. Günümüzde kına gecelerinin konseptinin kırmızı olması buradan gelir. Gelincik çiçeği gelini sembolize ettiğinde ortasında bulunan siyahlık bağrının hüzünlü bir şekilde yaralı olduğunun işaretidir. Zira bu siyahlık baba evine duyduğu özlem ile aşkı arasında kalan yeni gelinin gönlüne teşbih edilir. Burada Ayna Grubu'nun “Gelincik” şarkısını anmadan geçmek olmaz.

“Söyle birbirimizi nasıl sevdik
Saçları sırma gelincik
Gözleri sürme gelincik
Suçumuz neydi bizim?” (Ayna; 1999)

Gelincik çiçeğinin bir başka sembolizmi ise ölüm, yıkım ve kendini feda etmek ile ilişkilidir.  Moğol Hükümdarı Cengiz Han savaşta ortalığı kan gölü haline getirdiğinde önceden beyaz olan gelinciklerin kırmızıya yani kan rengine dönüştüğü anlatılır. Bu sebepten de ölüm ve yıkımın sembolü haline gelmiştir. Bir başka dini anlatı ise şöyledir: İskenderiyeli papaz Arius İznik'te toplanan I. Konsülde teslis inancını reddeder. Bu durumdan rahatsız olan kilise, Arius ve ona inanan 49 kişiyi ölüm ile cezalandırır. Arius ve arkadaşlarının idam edildiği yer Derbent Kayalıkları(Papaz Kayalıkları) olarak anılır ve o yörede her bahar açan kırmızı çiçeklere kan çiçekleri adı verilir. 

Yakın tarihimizde özellikle Çanakkale Savaşı'nda vatan uğruna hayatını kaybeden şehitlerin her biri gelincik çiçeği ile sembolize edilir. Gelincik çiçeği savaş sonrası harap olan Çanakkale'nin verimli topraklarında kolayca büyümüş ve özgürce yayılmıştır. Dolayısıyla renginin kırmızılığı ile vatan uğruna fedakârca akan kanın; yayılması ile özgürlüğün simgesi olagelmiş ve kan çiçekleri olarak adlandırılmıştır.

Kan çiçekleri Zülfü Livaneli'nin “Toraktan mı sürmüş, candan mı kopmuş/ Açar yedi veren kan çiçekleri” türküsünde en güzel şekliyle ifade bulmuştur. 

Son söz;

Gelincik çiçekleri sadece doğanın süsü değildir. Aynı zamanda kültürel hafızayı yaşatan, aktaran, sürekliliğini sağlayan sembolik bir imgedir.
Nice gelincikler görmeniz dileğimle…
Hoşça kalın!


Bu yazı 45 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans