ANASAYFA GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR KURULUŞ KÜNYE İLETİŞİM

18.08.2025

YALNIZ EFE

“Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni
Hiç keder etme boş yere matem etme
Düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme
Ne fakiri aç gördüm ne zengini tok
Hedefine varır elbet doğru ok”


Yalnız Efe; edebiyatımızın güçlü kalemi Ömer Seyfettin'in ilk kez Yeni Mecmua dergisinde tefrika edilen bir hikâyesinin adıdır. Anlatıda Kezban isimli bir genç kızın; babası, kendisi ve çevresinin uğradığı haksızlık sonucunda dağa çıkıp efe olması ve bunun akabinde haksızlığa uğrayan Ege halkı için verdiği mücadele konu edilmektedir. 

Anlatıyı kısaca hatırlayalım: Kumdere köyünde yaşayan Yörük Hoca köylüler tarafından sevilip sayılan bir kimsedir. Tefeciliği eşkıyalığa çeviren Eseoğlu adlı kişi ise Kumdere dışındaki tüm civar köyleri borçlandırarak topraklarına el koyar, mallarını gasp eder. Bununla birlikte Yörük Hoca'dan borç alır. Ancak üç yıl geçmesine rağmen aldığı borcu ödemeyi reddederek onu katleder. Yörük Hoca'nın kızı Kezban babasının katilini öğrenir. Adaletin yerini bulmasını ister. Ancak Eseoğlu'nun ahbabı olan zaptiye mülazımından katilin yakalanması konusunda çaba göremeyen Kezban; hem babasının katilini yakalatmak hem de köylüye zulüm edenleri cezalandırmak için dağa çıkar. Fakir fukarayı koruyup kollar. Fakat yüzünü kadınlardan başkasına göstermez. Yanına hiç kimseyi almaz. Halk da Yalnız Efe'ye sahip çıkar. Her ne kadar Kezban Efe'nin sonunun ne olduğunu bilemesek de hikâyenin başında onun bir halk kahramanı olarak belleklerde ölümsüzleştiğini görmekteyiz.


“-Burada tütün içilmez, dedi.
Sordum:
-Niçin? Namazgâh mı burası?
-Hayır!
-Ya ne?...
Başını salladı. Gizli bir şey söylüyormuş gibi yavaşça:
-Burası Yalnız Efe'nin sır olduğu yerdir… Zaptiyeler işte burada bu çamın dibinde Yalnız Efe'nin martini ile geyik postu seccadesinden, yeşil namaz bezinden başka bir şey bulamazlar. Yazın yamaçlarda hayvanlarını süren yörükler buraya her gece nur inerken gördüklerine yemin ederler…”

Hikâyenin dikkat çeken odak noktası ise bir kadının haksızlıklar karşısında boyun eğmemesidir. Erkekleri aratmayacak cesaret, kuvvet ve kahramanlık ile mücadeleye atılması ve bu konuda da başarılı olmasıdır. 

Burada kısaca efe kavramına değinmek isterim. Zira “efe ile eşkiyalık” ya da yöresel söylem ile “çalıkakıcı” arasında bir ayrım vardır. Efe sözlükte; yiğit, özellikle Batı Anadolu'da köy yiğidi olarak tanımlanır. Efeler Batı Anadolu'nun kırsal kesiminde yaşayan, uğradığı haksızlıklar sonucunda hakkı ve adaleti dağlarda arayan kişilerdir. Bu kişilerin dağa çıkmalarının temelinde elbette ki sosyal olgular yatmaktadır.  Özellikle devletin zayıf olduğu durumlarda yasal yollardan haklarını arayamamaları, dikkate alınmamaları ve haksızlığa uğramış olmaları bunun en büyük nedenidir. Bununla birlikte efeler, sosyal niteliklerini halkın içinden çıkmalarından ve halka dayanmalarından alırlar. Dolayısıyla halk efeyi, efe de halkı sahiplenir. Efe, efelikten gelen gücünü kullanarak halkın yararına işler yapılmasını sağlar. “Eşkıyalık” ya da yöresel söylem ile “çalıkakıcı” ise halkın malına, canına, namusuna el uzatan kişilerdir. Efe ne kadar mert ise çalıkakıcı da bir o kadar kalleştir.

** ** **

Gelelim Özlem ÇERÇİOĞLU'na. Özlem Hanım, 23 yıllık siyaset hayatında Cumhuriyet Halk Partisi'nden iki dönem milletvekilliği ve dört dönem de belediye başkanlığı yapmış, halk tarafından topuklu efe olarak kabul görmüş başarılı bir siyasetçidir. Belediye seçimlerinde şahsa ya da hizmete değil partiye oy veren vatandaşlarımızın “yerinde tepkilerini” ve “yerinde protestolarını” olumlu karşılamakla birlikte (örneğin; semiyotik açıdan belediye binasının önüne bırakılan ayakkabı kutusu ve bu kutunun üzerine konulan topuğu kırık bir stiletto.  Stilettonun altına yazılan belediye başkanlarının isimleri gibi...) Özlem Hanım'ın şahsına yapılan linç, hakaret ve aşağılamaları doğru bulmuyorum. Zira çeşitli platformlarda yapılan bu tarz yorumları okuduğunuzda Aydın'ın ne kadar geri kalmış, ne kadar kötü yönetilmiş, ne kadar zalim bir başkana sahip olduğunu düşünüyorsunuz. 

O vakit size sormazlar mı? 

Madem bu kadar kötüydü, neden dört dönemdir oy veriyorsunuz ey Aydın halkı?!

Son söz:

İster topuklu olsun isterse topuksuz…

 Geleneğimizde zalimin ve zulmün karşısında, mazlumun yanında olana “efe” denir.  

Bizler Ege'nin eşsiz coğrafyasının güçlü kadınları “topuklu efeleri” sevdiğimiz kadar “yalnız efeleri” de sever ve destekleriz.


Bu yazı 87 defa okundu.


Yorumlar


Ad Soyad E-Mail
GÜNDEMSİYASETMANŞET HABEREKONOMİSPORRÖPORTAJLAR YAZARLAR ARŞİV

KONUMUMUZ

Altıeylül / Balıkesir

ADRES

Altıeylül Mah. Çiğdem Sok. İnaler İş Mrk.No: 8 1/1 Altıeylül / Balıkesir
MND Ajans
©2020 | Tüm Hakları Saklıdır
MND Ajans