
TANZİMATIN ÜÇ PAŞASI (11) KEÇECİZADE DR. MEHMET FUAT PAŞA
Kırım savaşından yararlanmak isteyen Yunanlılar , savaşın ilk safhasında Osmanlı devleti yalnız olduğundan, Epir'de Yanya ve Tesalya bölgesinde Tırhala'da tehdide ve isyana başlayınca , Fuad Efendi 1. Mart 1854'de bu hareketi durdurmakla görevlendirildi. Bu sırada sadrazam Mustafa Naili Paşa idi. Burada Fuad Paşa bir komutan olduğunu da gösterdi. İsyan yuvasını temizledi ve asileri ortadan kaldırdı.1 Nisan 1854'de yeni kurulan Meclis -i Ali - Tanzimat'a üye yapıldı. İstanbul'a dönünce meclis başkanı oldu. Ali Paşa yeniden sadrazam olunca Fuad Paşa meclis başkanlığı kendisinde kalmak üzere ikinci kez 2 Mayıs 1855'de Dışişleri Bakanı oldu. Üçüncü kez de11Ocak 1958'de ayni bakanlığa getirildi. Bakanlığı sırasında Eflak -Boğdan, Lübnan, Suriye, olayları ile çok yakından ilgilendi. Suriye'de iken Sultan Abdülmecid öldü yerine Abdülaziz tahtta geçti. Abdülaziz onu 14 Temmuz 1861'de dördüncü kez dışişleri bakanı yaptı. 22 Kasım'da sadrazam oldu.
1860 - 1861'de devlet bütçe açığı 344.000 keseyi bulmuştu. Fuad Paşa ,açığın kapatılması ve kağıt paranın kaldırılmasını, vergilerin arttırılmasını , tuz ve tütüne vergi konulmasını önerdi. Hazinenin kontrolünü üstlendi. İngilizlerle yapılan borç anlaşmasıyla kağıt para ortadan kaldırıldı. Fakat israfın azaltılmasına rağmen bütçe dengelenmedi. Rumeli'de milliyetçilik fikirleri hayli yaygınlaşıyordu. ‘ Ocak 1863'de sadaretten istifa etti. 14 Şubat 1863'de seraskeriğe yükseltildi. Abdülaziz'in 3 Nisan – 2 Mayı 1863 arasındaki Mısır seyahatında daima yanında bulundu. 10 Mayıs 1863'de kendisine Osmanlı tarihinde ilk kez verilen ‘'Yaver- i Ekrem'' ünvanı verildi. 1 Haziran'da üç yıldan fazla sürecek ikinci kez sadrazam oldu. Şubat 1867'de Ali Paşa'nın tekrar sadrazam olması üzerine tekrar dışişleri bakanı oldu. Abdülaziz'in 21 Haziran – 7 Ağustos arasındaki Fransa ve İngiltere seyahatlerinde yine yanında bulundu.
Fuad Paşa'nın kalb rahatsızlığı bu seyahat dönüşünde daha da arttı.Yakacık'ta istirahata çekildi. 1867'de Ali paşa Girit'e gidince hem nazırlık hem Sadrazamlığı yürüttü. Bu onu daha da yordu. Doktorların tavsiyesi üzerine 1868 kışını geçirmek için Nice'e gitti. 12 Şubat 1869'da Nice'de öldü.
Fuad Paşa'nın 1867 yılında Abdülaziz'in Avrupa seyahatinden önce sadarete takdim ettiği tezkeresi dikkate değer bir belgedir. ( Köprülü, Fuad Paşa Keçecizade, İslam Ansiklopedisi). Bu belge Osmanlı devletinin bekası için o sıralarda alınması gerekli önemli önerileri kapsamaktadır. Bu belge Abdülaziz'in Avrupa seyahatını yapmasında büyük rol oynamıştır. Bu seyahat şimdiye kadar sanıldığı gibi, Fransa'da tertip edilen sergi için değil, padişahtan önce Paris'e gitmiş olan Rus Çarı II. Aleksandr'ın Osmanlı Devleti aleyhinde oluşturduğu kötü havayı devletin lehine çevirmek için düzenlenmiştir. Fuad Paşa , seyahate çıkmadan önce girişilecek bazı ıslahatla Rus çarına karşı iyi bir savunma yapabıleceği görüşündeydi. Ona göre Osmanlı Devleti'nin kurtulması için tutulacak tek yol bütün işlerin uygar devletlerin düzeyine çıkarılmasıydı. Bu arada yapılacak anlaşmalarla ancak zaman kazanılabilirdi. Avrupa'daki kamuoyunun Türkiye aleyhinde olduğunu göz önünde tutarak herkese meydan okuma yerine, hiç olmazsa yeniden düşman kazanılmamalı yoluna gidilmesini tavsiye etmekteydi.
Fuad Paşa'nın başka hizmetleri de vardı. Vilayet örgütü kurulması, Kagir – taş ve tuğla- binaların yapılmasına izin, Divanyolu'nun genişletilmesi, Galatasaray Lisesi'nin ve Darülfün'un – Üniversite'nin kurulması bunların arasındadır. Fuad Paşa çok açık fikirliydi. Zamanının çok ilerisinde bir kişiydi. Kanlıca'daki yalısının bahçesinde mermer heykeller bulunduran Fuad Paşa'yı yakından tanıyan Lady Brassey , onun tasarladığı reformlar arasında kadınlara hürriyet verilmesinin de bulunduğunu yazmaktadır. Fuat Paşa orta derecede bir şairdi fakat çok iyi nesir – güzel yazı yazma – özelliğine sahipti. Kendisi, cüretli, nüktedan , çok açık sözlü idi. O da kayın validesi gibi Mevlevi idi. Kanlıca'daki yalısını ziyaret edenler ‘'muhteşem'' diye tanımlamışlardı. 1855'de Yunanlılarla Kanlıca Anlaşması burada imzalanmıştı.
Sarraf, banker Abraham Salomon Camondo, Fuat Paşa'nın özel sarrafıydı. Akşam Gazetesi'nin 10 Aralık 1934 tarihli sayısında Süleyman Kani İrtem tarafından yazılmış ‘'Eski Vezir ve Sarraf'' başlıklı yazıda, bu ilişkinin mali yanı anlatılmıştır . (Barış & Özel,112). ‘'1865 yılında Ticaret ve Nafia bakanı olan Kabuli Paşa'nın arşivinde yer alan beş adet tahvil, Fuat Paşa'nın Camondo'dan almış olduğu yüklü miktardaki borçları göstermektedir. 1855 tarihini taşıyan ilk tahvilde 23.181 kuruş ve ayni tarihi taşıyan ikincisinde de 30.000 kuruşluk kredi hesapları yer almaktadır. İlk tahvildeki kredi faizsiz olmakla birlikte, ikincisinde, bir kese 500 kuruş hesabıyla , kese başına 5 kuruş faiz belirlenmiştir. 30 Mart 1860 tarihli üçüncü tahvilde rakam ve buna bağlı olarak faiz oranı yükselmiş, 50.000 kuruşluk kredi için %12 faiz hesabı yapılmıştır. Dördüncü ve beşinci tahvillerde ise kredi limiti daha da yükselmiştir. Ocak 1859'da Camondo'dan alınan tutar 83.624 kuruş iken, Ekim1859'da 150.000 kuruşa kadar çıkmıştır''. (N. İpek, 2011,Selanik ve İstanbul'da Seçkin Yahudi Bankerler . (Yayımlanmamış doktora Tezi) İstanbul : İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü)
Yalı , üç oğlu kendinden önce öldüğünden , eşi Emine Behiye Hanım'a kalmış , onun varislerinden II. Abdülhamit tarafından satınalınmış ve Küçük Sait Paşa'ya hediye edilmişti. Beyazıt'da 1868'de inşa ettirdiği ve kendinin oturmadığı Fuad Paşa konağı önce Maliye dairesi , sonra Askeri Tıbbıye, daha sonra da İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi olarak kullanılmıştır.