Ankara'ya geldiğinden bu yana türlü türlü tuhaf açıklamalar yapan ABD'nin Ankara büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, yine “bırak bu işleri” dedirten açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Ediyor etmesine de…
Hadi ABD ukalalığı var, kendisi de ABD'nin elçisi ya, genetik ukalalık devam ediyor diye alıştık mı demeli, persona non grata mı ilan etmeli diye düşünmek gerek şimdiye kadar söylediklerini toplarsak…
Günümüz gerçeği ve şartlarında “persona non grata” hayal de; en azından kendisine biraz Türk tarihi dersi vermeli ne dersiniz?..
İlber Ortaylı hoca yeter bizce…
Bir ekranda karşılıklı otursalar da Barrack Osmanlı desin, Ortaylı Cumhuriyet'i anlatsın…
Barrack “ulus devletler İsrail için tehdit” desin, Ortaylı “Ulus devlet”i anlatsın…
Nasıl güzel olur di mi?..
Barrack en son abuk sabuk konuştu Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ı kastederek.
Dedi ki:
“71 yaşına geldi, bir demokrasi var ama otoriter gibi. Başkan Trump dahice bir şekilde ‘çözüm olarak ona meşruiyet vermeliyim' dedi. Şu an bu oluyor.”
İlber Hoca bir de “meşruiyet” kapağı yapsa…
Bir elin parmakları kadar kalan yandaş ve yalaka olmayan kanalların hiç aklına gelmez mi, ne müthiş bir program olur aslında. Kaç raund dayanır Ortaylı Hoca karşısında Barrack?..
Neymiş, Trump bizim Cumhurbaşkanımıza meşruiyet verecekmiş, şu an bu oluyormuş…
Meşruiyetin sözlük anlamı en basit ifadeyle, yasallık, yasaya uygunluk, geçerlilik demek.
Meşruiyeti Trump değil, halk verir; Barrack bunun farkında değil mi, bilmez mi?..
Bilir elbet ama kendini dünyanın imparatoru sanan ve BM ilkelerini bile ters yüz edecek şekilde konuşmalar yapan Trump'ın büyükelçisinden sağduyu ve gerçeklik beklemek de hayalperestlik herhalde değil mi?..
Lakin…
Barrack'ın bu abuk konuşmalarına bakıyorsunuz….
Trump'ın Sayın Erdoğan ile yaptığı konuşmalarda cümle aralarına sokuşturduğu ve gayet de bilinçli olarak yapıldığı aşikar olan saçmalamalara bakıyorsunuz da….
Medyanın yüzde 95'inde tık yok…
Basının neredeyse tümü, televizyon kanallarının neredeyse tümü yandaş ve yalakalıkta birbirleriyle yarıştıkları için bunları görmüyorlar, duymuyorlar.
Sosyal medya kapatılsa ve birkaç kanal ile birkaç gazete de olmasa gerçekten üç maymun olacak Türkiye.
İstenen bu mu?..
Velhasıl bu söylemleri görmeyip ikili görüşmeden enstantaneler serptirip; yok Trump ile Erdoğan çok samimiydi, yok Trump sandalyesini çekti, yok kapıda vedalaşırken sohbete doyamadılar gibi ipe sapa gelmez jestlerden pay çıkarmak neyin nesi; hele TRT gibi bir devlet kurumunun habercilik ciddiyeti ve gerçekliğinden uzak akıl almaz yorumlarına ne demeli?..
Siyasi nezaket başkadır. Aba altından sopa göstermek başka.
Bir devlete saygı duymak başkadır, devletin içişlerine karışmak ve “meşruiyet veriyor” demek başka.
Uluslararası politikada tek gerçek vardır.
Devletin kendi çıkarı.
Her devlet kendi çıkarları için dengeli ilişkiler yürütür ve nihayetinde her devlet bilim ile, eğitim ile, özgürlükler ile, hukuk ile, ekonomi ile saygınlık ve güçlülük düzeyinde üst sıralara tırmanır.
Ukalalık başka bir şey!
Çok eksiğimiz var ve çok alanda geriye gittik ama Türkiye Cumhuriyeti sömürge değildir.
Barrack bunu unutuyorsa, “bırak bu işleri” demek evveliyetle tek ses olarak tüm siyasi partilerin görevidir.
Zira meşruiyeti sadece halk verir.