Çok sevdiğim eylül ayı öylesine çabuk geçti ki, bu yıl, onun için yazmaya bile fırsat bulamadım. Oysa her yıl, “eylülü kaçırmayın, doyasıya yaşayın” diye yazmayı hiç unutmazdım. Çünkü eylül, bir mevsimdir, diğerleri ise benim için sadece bir ay…Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim…
Olsun, nasıl olsa yeniden gelecek eylül…Yine anlatır ve yazarız bu doyumsuz ayı…
Ama sonbahar da güzel!
Biz, şimdilik Cemal Süreya'nın ölümsüz “Eylüldü” isimli dizeleriyle yetinelim:
“Eylüldü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu
Eylüldü
Di'li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz
Eylüldü
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğin orta yerinde
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım
Gözlerinse aslı bıraktığın yerdeydiler hâlâ
Gözlerini sildi zaman
Dedim ya…Eylüldü
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin”