Siyasetin her hali çirkin nicedir ve maalesef.
Öncelikle herkes görüyor ki, siyasetin hiçbir cenahında siyasi etik diye bir şey yok, kalmadı.
Tüm partiler Meclis'te kendileriyle ilgili lehe düzenlemelerde el ele kol kola olabiliyorlar ya parmak kaldırarak.
Ötesinde kavga gırla..
Sonra yine kol kola!
Meclis öyle de partilerin kendi içleri farklı mı?
Kimisinde parti içi demokrasi yok; gık çıkaramazsınız, lider ne derse o!
Kimisinde parti içi demokrasi çok; herkes çok konuşur, çok bilir, netice yok!
Her halükarda siyasetin her ucu yağlı değnek…
Nereden tutsanız elinizden kayıp gidiyor, nereden tutsanız kaypak…
Eleştirdiğiniz her şeyi kendiniz yapıyorsunuz.
Şikayet ettiğiniz her konuya bir bakmışsınız bir süre sonra malzeme siz olmuşsunuz.
Ne fark kalıyor o zaman iyiyle kötü arasında?
Beyazla siyah.
Doğruyla yanlış.
İlkeli duran herkesin kuyusu kazılıyor.
Koltuk öyle tatlı ki kaybetmemek uğruna değerleniyor delegeler…
Kimi oy veriyor temayül falan… Sandıklar gidiyor Ankara'ya ne çıkarsa bahtına. Bir garip gizem, perde arkası pazarlıklar, oyunlar…
Kimi oy vermek istiyor da adaylıklar bile son dakika baskılarıyla gölge altında… Seçilme özgürlüğü dahi baskılanıyor, bir garip gizem, perde arkası pazarlıklar, oyunlar…
Ne fark var?..
Siyasetin nesi düzgün? Siyasetin hangi kısmı umut veriyor topluma?
Toplumda var mı siyasetçiye inanç, güven…
Şakşakçılar ile yağdanlıklar arasında koltuk gücü her partide aynı.
Nesi umut siyasetin?..
Koca bir hayal kırıklığı.
Her daim güçlünün, belli grupların, liderin, başkanın sözü geçiyorsa; partilerde dahi demokrasiden söz edilemez hale geldiyse el kaldır, el indir; muhalefetten gelen her önergeyi, teklifi reddet modu dışına çıkmayan Meclis ne kadar hayata geçirebiliyor ki demokrasiyi ve demokratik temayülleri…
Yukarısı neyse aşağısı o.
Liyakata bakan yok.
Kim kiminle iyi geçinir, kim kime sözünü dinletebilir?..
Yıldırma, sindirme, baskı ile örgüt siyaseti!
Kongre süreçlerini takip ediyorsunuz ya… Ana muhalefet misal…
İktidar cenahında lider egemenliği, örgütlerde çıt yok, biz bilmeyiz Ankara bilir tablosu…
Ana muhalefette de öyle bir ama aynı zamanda nasıl bir çok seslilik ki(!) kimi kongrede sandalyeler havada… Kimisinde seçtirmeme değil seçime bile girememe, delege peşinde oy kapma tablosu…
Siyasetin her gün soğuyan bir yüzü var.
Süre sınırı gelmez, yaş sınırı gelmez, transfer yasağı gelmez.
Oyunlar, kumpaslar, yargılamalar, soruşturmalar bitmez.
Koltuğa oturan zaten gitmez.
Siyasetin hangi yüzü umut veriyor ki geleceğe?
Bu yazı 28 defa okundu.