29.07.2020
HER HAFTA ÜÇ ŞİİR (14)
I)BUNA
Parçalanmış ayaklar ve lanetlenmiş toprak.
Uzun bir sıra yine, bu sisli sabahta.
Binlerce bacadan tütüyor Buna
Diğer günler gibi bir gün bekliyor bizleri.
Şafakta düdükler yine korkunç:
“Siz ölü yüzlü kalabalıklar
Çamurların monoton dehşetinde
İztırap çekilecek yeni bir gün doğuyor”
Yorgun dostum kalbimle görüyorum seni.
Okuyorum acılı arkadaşım gözlerini.
Soğuğu, açlığı,hiçliği taşıyorsun göğsünde.
Kayboldu içinde arta kalmış cesaretin de.
Kireç yüzlüm, sen güçlü biriydin,
Yanında bir kadın yürüyordu.
İsimsiz kaybolmuş yoldaş,
Gözyaşı dökemeyen terkedilmiş biri
Öylesine yoksulsun ki artık korkmuyorsun bile.
Tükenmiş, güçlü adam.
Bir gün eğer karşılasırsak yeniden
Bu dünyada , altında bu tatlı güneşin,
Nasıl bakacağız yüzüne biribirimizin?
PRIMO LEVI, Çeviren; Güran Tatlıoğlu
(Buna, Nazilerin Auschwitz temerküz kampının bir işletmesi olan Buna- Monowitz'in bir fabrikasının adıdır)
II) YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmali öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
X
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde , onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
X
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla , gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
X
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de benliği seslerle , ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama atlamalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
X
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusu ile yanmalısın
Değişmememelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
X
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
X
Yasadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadın mı büyük yasayacaksın , ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
ATAOL BEHRAMOĞLU
III) NASILSINIZ
Bu kelime ne ince titredi dudağında,
Bir çığ gibi sanki çınladı, bir gülün yaprağında
Ses oldu pencerede güneşin ışıkları…
Bir hıçkırık dolaştı sarmaşıkları…
Nasılsınız ?...Hangi söz daha akışlı bundan
Suda sıyrılır gibi bir ince yaprağından
Yalnız bir saniyecik bir dudak titemesi..
Ne tatlı “ Nasılsınız?” diyen bir kadın sesi
HALİT FAHRİ OZANSOY
Bu yazı 456 defa okundu.