Kiremitte alabalık
Güveçte kuru fasulye
Fırında makarna…
Listeyi uzatabiliriz.
Bu sıcaklarda hangisi yenir, tercihe bağlı.
Bunlara yemek dışı bir ekleme yapmak istiyorum:
Dirsekte maske!
Şu korona çıktığından beri maske vücudumuzun bir parçası gibi oldu. Ya da bir giysi.
Evden dışarı adım atarken elimiz hemen maskeye gidiyor. Bu havalarda nefes almayı zorlaştırsa da güvenlik öne çıktığı için hemen takıyoruz. Bu sözüm kendim ve benim gibi takanlar için.
Yoksa hala maske takmayan insanlar var. Herhalde gerek görmüyorlar. Bunca vaka, bunca hasta, bunca kötü sonuç onları hiç etkilemiyor anlaşılan. Kendileri bilir de ya bize bulaştırırlarsa?
Maske, sosyal mesafe, hijyen derken ayları devirdik. Kolay olmuyor tabi. Genel kısıtlamaların dışında kendimize uyguladığımız kısıtlamalar da var. Oraya gitmeyelim,
şuraya oturmayalım, buradan bir şey almayalım vs vs.
Bunları geçiyorum; maskeye geri dönüyorum. Hiç takmayanların dışında bir de koluna maske takanlar var. Kimininki bileğinde, kimininki dirseğinde! Boynuna takanlar da var, kulağından sarkıtanlar da. Elinde sallayarak gezenleri unutmayalım. Masken var mı? Var. Nerede? İşte!
Sıkıntıya pek gelemiyoruz. Kısıtlamalar bizi etkiliyor. Havalar da oldukça sıcak. Kolay değil. Ama sağlık var işin başında. O olmazsa, öteki şeyler ne işe yarar?
Bu işin şakaya gelir tarafı yok. Hepimiz gereken önemi vermek, kurallara uymak zorundayız. Bu, hem kendimizin hem de karşımızdakinin sağlığı için.
Maske takmaya hiç gerek duymayacağımız günler de gelecek bir gün. Sabırla bekleyelim o günleri.

Bu yazı 480 defa okundu.

Ad Soyad E-Mail