Alman emperyalizmi I.Dünya Harbi’nden yenilmiş olarak çıktı. Almanya Versailles anlasmasının sonucunda Loren madenlerini ve Silezya kömür kaynaklarını kaybetti. Dünya pazarlarından oldukça uzaklaştırıldı. Buna ek olarak Almanya’nın iç siyasetinde de çok ciddi değişim tehlikesi ortaya çıktı. Şimdiye kadar büyük beş on kapitalistin ve ağır sanayicinin elindeki ekonomiyi kontrol otoritesinin Alman halkının eline geçmesi olasılığı belirdi. Bu tehlikeyi sezinleyen ayrıcalık sahibi kapitalistler ve ağır sanayiciler, harp sonrası başlayan halk hareketine karşı önlem almaya başladılar. Bu harekete karşı organize edilen karşı ihtilal için her türlü maddi yardımı yaptılar.
Adı sonradan Hitler tarafından, NSDAP – Nazi Partisi’ne dönüştürülen Alman İşçi Partisi – DAP – 5 Ocak 1919’da kuruldu. Ayni gün Berlin’de işçiler genel greve gitti. Komunistler isyan etti. 15 Ocak ‘ta halk hareketinin liderlerinden Rosa Luxemburg ve Karl Liebnecht milliyetçiler tarafından katledildi. Ayni gün , aralarında Stinnes, Krupp ve Voegler’in bulunduğu beş on kapitalist ve ağır sanayici “Bolşevizmin Düşmanları Birliği” ni kurdu. Ve bu birliğin emrine 500 milyon mark tahsis ettiler.
Bavyera kıralının tahttan vazgeçmesinden sonra kurulan sol eğilimli Bavyera hükümetinin başı Kurt Eisner , 21 Şubat 1919’da , Yahudi olduğu için sağcı çevrelere girememis olan , ordudan ayrılma Kont Anton von Arco tarafından yapılan bir suikast sonucunda öldürüldü. 4 Nisan’da anarşistler ve “Kızıl Ordu” kraliyet sarayını işgal etti ve Bavyera’da Sovyet Cumhuriyet’i ilan edildi. 13 Nisan’da Kampbund isimli , “Thule Geselschaft”, sağcı paramiliter bir bir organizasyon olarak karşıt darbe girişiminde bulundu. Solcular bunu önledi. Isyanı sonunda 2 Mayıs’ta , normal ordudan Albay Ritter von Epp, Bavyera paramiliter gurubu Freikorps birliğinin yardımı ile bastırdı.
28 Haziran 1919’da imzalanmış olan Versailles anlaşması 10 Ocak 1920’de yürürlüğe girdi. Daha önceleri 31 Temmuz 1919’da Weimar Cumhuriyeti anayasası kabul edilmişti. 26 Ağustos 1920’ de sağcı fanatikler Maliye bakanı Mathias Erzberger’i katletti. 1922’de Almanya Sovyetler Birliği ile Rapolla anlaşmasıni imzaladı. 24 Haziran 1922’de Yahudi kökenli Maliye Bakanı Walter Rathenau öldürüldü (Tatlıoğlu, 80). 11 Ocak 1923’de Fransa ve Belçika Ruhr havzasını işgal etti. Ayni yılın 15 Kasım’ında enflasyonu önleyici tedbirler açıklandı. Yeni Mark, Rentenmark ilan edildi ve piyasaya sürüldü. Barış anlaşmasından beş yıl sonra , bütün bu iç karışıklıklara rağmen ekonomi yavaş yavaş düzelmeye ve sanayicilerin durumu iyileşmeye başlamıştı. Ve sanayiciler ve sağcı guruplar yeniden ham madde kaynaklarını ele geçirme ve dış pazarları güvence altına alma şeklindeki eski planlarını tekrar devreye sokmaya başladılar . “Drang nach Osten” Doğuya yayılma gününün yaklaştığa inanan generaller de Ukranya , Gürcistan ve Beyaz Ruslar’la temasa geçmiştiler.
Sağcılara göre iç tehlike giderek büyüyordu. Halk hükümetin silahlanma isteğine karşı direniyordu ve faşizme doğru kayan Brünning hükümetinin politikalarını eleştiriyordu. Bu kapitalistler ve sanayicilerin istemediği bir durum idi.. Bu nedenle bütün sağcı kurum ve kuruluşlara , başta NSDAP olmak üzere, maddi yardımı giderek arttırıyorlardı. Yardım yalnız onlardan gelmiyordu. Zengin kadınlar ve aristokrat aileler de Hitler’ e, NSDAP’e ve diğer sağcı guruplara yardımı esirgemiyordu.
1931 yılında Kirdorf’ün başkanlığı altında toplanmış olan ülkenin bütün kömür madeni sahiplerinin patronlar sendikası satılan her ton kömür başına yarım markı NSDAP’e vermeyi karar altına almıştı.
1
1919’dan itibaren Münich’teki halk hareketlerine karşı guruplara Krupp ve Stinnes’in sürekli para yardımı yaptığı bilinmekteydi. Kirdorf 1927’de NSDAP’nin Nuremberg toplantısına katılmış ve o tarihte partinin hem üyesi, hem de mali yardımcısı olmuştu. 1927’de Bayan Bruckmann’ın evinde Hitler’le tanıştığını,onunla dört buçuk saat süren bir konuşmadan sonra, ondan çok etkilendiğini, 3 Ocak 1937’deki Preussischen Zeitung gazetesinde yazdığı yazıda belirtiyordu. Führer’in yazdığı onun düşüncelerini içeren kitapçığı kendisinin bastırdığına ve onu sanayiciler arasında dağıttığına işaret ediyordu. Hitlerin iktidarı ele geçirmesinden önceki, sanayicilerle olan en son buluşma Kirdorf’un evinde olmuştu. Bu toplantıya ekonomi çevrelerinin ileri kişileri ve Hitler, Hess, Goering ve partinin diğer ileri gelenleri katılmıştı.
Kömür sendikasının kurucuları arasında , çelik tröstünün onursal başkanı Krupp vardı. NSDAP’e daha sonra Thysenn de katıldı. Thysenn Goering’i Ruhr havzasındaki muhteşem parkın içindeki Landberg köşküne davet etti. 1932’de Thysenn Düsseldorf sanayiciler kulübünde Hitler’le tanıştı. Hitler kömür madenleri sahiplerinin önünde uzun bir konuşma yaptı. Hitler’in sözleri, Thysenn’in çılgınca sevinç ve hayranlık içinde kopardığı bir “Heil Herr Hitler!” haykırışı ile sona erdi.